Tarihi Geri Sarmak: Soyu Tükenen Türleri Canlandırmanın Bedeli
- Ece KORKMAZ
- 20 Nis
- 3 dakikada okunur
Herkese merhaba. Ben Şevval AKILLI. Ankara Üniverstesi Veteriner Fakültesi 1.sınıf öğrencisiyim. Bu haftaki blog yazısı benden! Evrimsel biyoloji ve ekoloji en çok ilgimi çeken konular arasında. Yazım, küçüklüğümden beri merak ettiğim bir konu: Soyu tükenen hayvanların hayata geri döndürülüp döndürülemeyeceği ve eğer bu gerçekleştirilebilirse bizi nelerin beklediği.
➜Türler Neden Yok Olur?
Hayvan türlerinin yok oluşu, kimi zaman doğal evrimsel süreçlerin bir sonucu, kimi zaman da doğrudan insan kaynaklı faaliyetlerin bir etkisi olarak karşımıza çıkıyor.
➜De-Extinction
De-extinction (soyu tükenmiş türlerin yeniden canlandırılması) projeleri, yalnızca nesli tükenen türleri geri getirmeyi değil, aynı zamanda yaşayan türleri korumayı ve ekosistemlerdeki dengeyi yeniden sağlamayı da amaçlıyor. Bu sayede, kaybedilen “kilit taşı” türlerin doğaya yeniden kazandırılabilmesi hedefleniyor.
🦣 Örneğin mamutlar: Diyelim ki buz devrinden kalma bir mamutu yeniden hayata döndürmek istiyoruz. Kulağa heyecan verici geliyor, değil mi?
Evet, mamutlar Kuzey tundralarındaki eski çayırları geri getirerek karbon tutulumunu artırabilir ve iklim değişikliğiyle mücadelede rol oynayabilir. Ancak, bir türü geri getirmek demek, doğal seleksiyon ve evrimsel sürece doğrudan müdahale etmek anlamına geliyor. Peki bu ne kadar etik? Ve daha da önemlisi: Geri getirilen bu tür, bugünün koşullarında doğal bir yaşam sürdürebilir mi?

Genetik Açıdan Neler Mümkün?
Zoologica Scripta (2016, Q1) dergisindeki “The Potential and Pitfalls of De-Extinction” adlı makalemizde; CRISPR-Cas9, somatik hücre transferi gibi tekniklerle soyu tükenmiş türlerin teorik olarak geri getirilebilmenin mümkün olduğu söyleniyor. Lynch ve ekibi (2015), mamutla Asya fili arasında 2000'den fazla amino asit farkı bulmuş. Ama Church (2013), sadece 40–50 genin değiştirilmesiyle mamut benzeri özellikler elde edilebileceğini söylüyor. Yani bu iş, göründüğü kadar uzak olmayabilir.
Ama Zorlukları Var…
Ekosistem Riski: Christmas Adası sıçanı bir parazit yüzünden yok olmuştu. Geri getirilirse, aynı hastalıkla tekrar karşılaşıp yine ölebilir veya hastalık başka türlere bulaşabilir. (Wyatt et al., 2008)
Mikrobiyom Eksikliği: Bilmemiz gereken şu ki bir türün mikrobiyomu "ikinci genom" olarak kabul edilir. (Gilbert et al., 2018) Yeniden yaratılan hayvanlar, eski mikroplarla değil, günümüz mikroorganizmalarıyla karşılaşacak. Bu durum, sindirim sorunlarına, bağışıklık sistemi zayıflığına ve hastalıklara karşı savunmasızlığa yol açabilir.
Davranışsal Kayıplar: Bir tür yalnızca genetikten ibaret değil elbet; sosyal yapı, avlanma teknikleri, iletişim biçimleri gibi davranışlar da nesiller boyu aktarılır. Bu bilgi bir kere kaybolduğunda, geri getirmek neredeyse imkansız.
Genomun Sınırları
Current Biology (2022, Q1) dergisindeki “Probing the Genomic Limits of De-Extinction in the Christmas Island Rat” adlı makalemizde araştırmacılar, 1908'de yok olan Christmas Adası sıçanının (Rattus macleari) genomunu yeniden oluşturmaya çalıştı. DNA’nın %95’i eşleşti ama bağışıklık ve koku alma gibi önemli genlerde eksikler vardı. Yani yaratılan bir bireyin yalnızca sınırlı bir kopya olabileceği görüldü.
Doğaya Geri Bırakmak Ne Kadar Güvenli?
Journal for Nature Conservation (2020, Q2) dergisindeki “De-extinction in Conservation” adlı makalemizde ise bu konudaki ciddi riskler dile getirilmiş. Geri getirilen bir türün doğaya bırakılması demek aslında yeni bir türü ekosisteme sokmak anlamına geliyor. Bu durum istilacı tür riskini, hastalık yayılımını, yerli türlerle rekabeti ve genetik kirliliği beraberinde getirebilir.
Örneğin, Brezilya’daki bir adaya bırakılan kara-beyaz kertenkeleler, endemik kuşları yok etmişti. Bu nedenle IUCN (Doğayı Koruma Uluslararası Birliği), geri bırakılacak türler için ciddi analizler yapılması gerektiğini vurguluyor.
Dolayısıyla…
Şu anda yaşayan türleri ve ekosistemleri korumak, geçmişin hayaletlerini geri getirmekten daha öncelikli olmalıdır. De-extinction, heyecan verici olduğu kadar, görüldüğü gibi riskli bir konu. Bilimin sınırlarını zorlarken, doğaya çeşitli etkilerinin olabileceği unutulmamalı, "Jurassic Park" hayali kurarken, mevcut canlıları ve onların yaşam alanlarını korumayı da ihmal etmemeliyiz.
Referanslar:
Genovesi, P., & Simberloff, D. (2020). “De-extinction” in conservation: Assessing risks of releasing “resurrected” species. Journal for Nature Conservation, 56, 125838. https://doi.org/10.1016/j.jnc.2020.125838
Gilbert, J., Blaser, M., Caporaso, J., et al. (2018). Current understanding of the human microbiome. Nature Medicine, 24(4), 392–400. https://doi.org/10.1038/nm.4517
IUCN. (2021). Guidelines for reintroductions and other conservation translocations (Version 1.0). International Union for Conservation of Nature. https://www.iucn.org/
Lin, J., Duchêne, D., Carøe, C., Smith, O., Ciucani, M. M., Niemann, J., Richmond, D., Greenwood, A. D., MacPhee, R., Zhang, G., Gopalakrishnan, S., & Gilbert, M. T. P. (2022). Probing the genomic limits of de-extinction in the Christmas Island rat. Current Biology, 32(7), 1650–1656.e3. https://doi.org/10.1016/j.cub.2022.02.027
Lynch, V. J., et al. (2015). Comparative genomics of the woolly mammoth. Genome Biology, 16, 46. https://doi.org/10.1186/s13059-015-0611-6
Richmond, D. J., Sinding, M. S., & Gilbert, M. T. P. (2016). The potential and pitfalls of de‐extinction. Zoologica Scripta, 45(S1), 22–36. https://doi.org/10.1111/zsc.12212
Wyatt, K. B., Campos, P. F., Gilbert, M. T. P., Kolokotronis, S.-O., Hynes, W. H., DeSalle, R., ... & Greenwood, A. D. (2008). A parasitic cause for the extinction of the Christmas Island rat.
Biological Invasions, 10(1), 1–7. https://doi.org/10.1007/s10530-007-9113-5
Harvard Medical School. (2021, November 12). A mammoth solution. https://hms.harvard.edu/news/mammoth-solution
National Geographic. (2013, March 11). Opinion: Why we shouldn’t bring back extinct animals. https://www.nationalgeographic.com/adventure/article/130311-deextinction-reviving-extinct-species-opinion-animals-science
Colossal. (n.d.). How de-extinction works. Retrieved April 20, 2025, from https://colossal.com/how-de-extinction-works/
Çok güzel bir çalışma olmuş ellerine sağlık ama şunu eklemezsem olmaz son günlerde aşırı bir şekilde gündeme gelen direwolf(ulukurt) meselesi.
Colossal şirketi yakın tarihlerde gündeme muhteşem bir haberle geldi (Biz ulukurtları yeniden dirilttik!). Çok muhteşem gibi dursada aslında eksik bir bilgi. Colossal a göre gri kurt DNA sındaki sadece 10 geni değiştirerek ululurt embriyosu üretiyorlar. Yabancı embriyolara çok elverişli olan köpek rahmine bu embriyoları yerleştiriyorlar ve 3 tane ulukurt yavrusu elde ediyorlar. Kulağa harika geliyor ama aslında yaptıkları ulukurtlara fenotip olarak çok benzeyen gri kurtlardan çok az büyük yeni bir ırk ortaya çıkarmak. Ulukurtların aslında sırtlanlar a daha yakın akrabalar olduğu birçok bilim adamı tarafından savunuluyor ?. Bu kadar muamma içersede ne kadar direwolfları tekrar diriltmiş olmasalarda türü tükenme tehlikesi…